GÖRÜŞ - TÜRK ASKERİ PRATİĞİNE BAYKAR DAMGASI: KISA SÜREDE BÜYÜK ETKİ
İstanbul
Atlantic Council'den Stratejik Analist Dr. Richard Outzen, Baykar’ın Türk savaş stratejisine getirdiği yeni askeri kapasiteyi AA Analiz için kaleme aldı.
***
Küresel bir jeopolitik etki unsuruna dönüşen Türk otomobil parçaları üreticisi Baykar'ı nasıl okumalıyız? Milenyumun başında 1986 yılında kurulan şirket, insansız hava teknolojilerini araştırmaya başladı. 10 yıl boyunca prototipler ve gösterimler geliştirdi ve 2012 yılında ilk ciddi Türk taktik İnsansız Hava Aracı (İHA) için bir sözleşme imzaladı. Baykar'ın İHA programı aslında çok daha önce savunma sanayi işbirliği için bir platform haline geldi. İlk yatırımlarını 2011'de yapan Katar, Baykar İHA'ları için bir yatırımcı ve müşteri olma potansiyelini uzun bir süredir taşıyor. Baykar, 2012 ve 2015 yılları arasında sahaya sürme ve test çalışmalarını tamamlayarak, askeri ve jeopolitik tarih üzerinde etki yaratmaya hazır bir taktik olan İHA Bayraktar TB2'yi üretti.
Bayraktar TB2: Çok Kısa Sürede Çok Büyük Etki
Baykar'ın amiral gemisi Bayraktar, sahaya sürüldükten sonraki 6 yıl içinde, 2016 ve 2022 yılları arasında dünyayı değiştirecek potansiyele sahipti. Diğer Türk endüstrilerinin hassas sensör ve mühimmatlarının TB2 ile eşleştirilmesi, en az 6 büyük uluslararası ve bölgesel çatışmayı etkileyen düşük maliyetli bir hassas vuruş aracı sağlayacaktı. TB2, Türkiye'nin terör örgütü PKK'ya karşı Irak ve Suriye'deki operasyonlarını mümkün kıldı. Bununla beraber TB-2 Libya'daki Trablus kuşatmasının sona ermesinde kilit rol oynadı ve Etiyopya'daki Abiy rejimini kurtardı. TB2'nin bir diğer önemli başarısı ise Azerbaycan ve Ukrayna'da oldu. TB-2 Azerbaycan'ın Ermenistan tarafından işgal edilen topraklar üzerindeki egemenliğini geri kazanmasına yardımcı olurken Ukrayna'nın 2022'de Kiev'i hedef alan Rus saldırılarını engellemesine yardımcı oldu. Gerçek şu ki çok az silah ya da teknoloji bu kadar kısa bir süre içinde bu kadar büyük bir etki yaratacak şekilde olgunlaşır.
Peki, Baykar ya da TB2, askeri alanda bir devrim ya da Türk askeri doktrininde bir devrim yarattı mı? Uygun bir alçakgönüllülükle, hayır. Çünkü hiçbir teknoloji ya da şirket bunu yapamaz. Ancak dünyada insansız teknolojileri genel olarak kesinlikle bir devrim oluşturdu ve Baykar Türkiye'yi mevcut süreçte lider konumuna yükseltti. Türk askeri doktrini açıkça yayınlanmasa da, pratiğe baktığımızda Baykar'ın Türkiye'nin birleşik silahlı savaş yaklaşımında önemli bir kuşak değişikliği sağladığını tespit edebiliriz. Baykar'ın sistemleri, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nin (TAI) sistemleri ile tamamlanarak Türk firmaları ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN ve diğerlerinin elektronik, haberleşme ve mühimmat çözümleri ile desteklendi. Baykar, Türk savaş tarzında bir devrime öncülük etti. Kalıcı gözetleme, hassas vuruş, hızlı konuşlanma, kullanım kolaylığı, uygun maliyet, birleşik silahlarla entegrasyon ve ortakları konuşlandırma ve eğitme çevikliği; bunların hepsi 2012'den önce teorik olarak Türk birleşik silah savaşının bir parçasıydı. Baykar'ın yerli ve milli teknolojinin merkezinde lider konumu ise onu pratikte de operasyonel hale getirdi Baykar'ın Türk askeri doktrinine katkısı bu oldu.
Türk Savunma Diplomasisinde Ana Aktör Rolü
Son 10 yılda Türk askeri doktrini, yerel ortaklarla beraber sınır ötesi çalışarak yerli yetenekler yoluyla caydırıcılığın güçlendirilmesi, teröre ve hibrit tehditlere karşı önleyici savunma kapasitesinin geliştirilmesi yönünde gelişti.[1] Baykar sistemleri, özellikle de TB2, bunların her birini mümkün kılan ana aktör oldu. Bu anlamda, Baykar sadece bir savunma sanayi lideri olmakla kalmadı, aynı zamanda Türk devlet yönetiminin birincil aracı olan güven ve işbirliği ağlarını kurduğu savunma diplomasisinin de ana aktörü haline geldi. Baykar, TB2'nin başarısını sürdürerek, stratejik İnsansız hava aracı AKINCI, insansız savaş uçağı KIZILELMA, deniz insansız hava aracı TB3 ve insansız hava aracından fırlatılan mini seyir füzesi KEMANKEŞ gibi yeni teknolojileri ve sistemleri de Türk Savunma Sanayii envanterine dahil etti.
Baykar'ın yenilikçi bir şirket olduğunu ve savunma sanayii alanındakiler de dahil olmak üzere yenilikçi şirketlerin genellikle büyüme arayışında olduğunu belirtmeliyiz. 10 yıl boyunca Türkiye'nin savunma ve diplomatik kabiliyetlerini etkileyerek kısa vadede etkileyici bir başarı elde eden Baykar'ın, ülkesinin ve bölgesinin uzun vadeli yörüngesini etkileyen bir firma olup olmayacağı ise önemli sorulardan biridir. Alman şirket Krupp ve Amerikan şirketi Boeing gibi savaş dönemlerinde mütevazı ve araçsal bir şekilde kurularak sonrasında küresel pazar liderlerine ve kendi başlarına jeopolitik güçler haline gelen emsaller mevcut. 300 yıl içinde Krupp Alman gücüyle eş anlamlı hale gelirken Boeing ise İkinci Dünya Savaşı'nda ABD Hava Kuvvetleri için insanlı savaş uçağı üreterek köklerinden büyürken dünyanın en büyük havacılık firması haline geldi. Ürüne ve döneme özgü bir liderden ziyade çeşitlendirilmiş bir tekniğe ve teknolojik motora sahip olan Baykar da muhtemelen bu tür firmaların Türkiye'deki eşdeğeri olma yolunda büyük çaplı planlarla uzun vadeli düşünüyor. Baykar'ın bu görevdeki başarısı Türkiye'nin önümüzdeki süreçte ekonomik ve jeopolitik beklentileri ve Orta Doğu'daki komşu bölgeleri üzerinde büyük bir etkiye sahip olacaktır.
[1] https://www.insightturkey.com/articles/deciphering-turkeys-assertive-military-and-defense-strategy-objectives-pillars-and-implications
[Dr. Richard Outzen, Atlantic Council'de Stratejik Analisttir.]
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Kaynak: Anadolu Ajansı